Fotokopici Abinin Bölümün Yarısından Daha Bilgili Olması Gerçeği

Üniversite kampüslerinin isimsiz kahramanları, gizli akıl hocalarıdır. Kendisi, sadece not çoğaltan bir esnaf değil, aynı zamanda bir öğrenci işleri memuru, bir akademik danışman ve bir psikolojik rehberdir.

Bölüme yeni başlayan bir öğrenci, hangi dersin hangi hocadan alınması gerektiğini, hangi hocanın notunun kıt, hangisinin bol olduğunu bölüm başkanından önce fotokopici abiden öğrenir. “Hocam, şu dersin notları var mı?” diye sorduğunuzda, size sadece notları vermekle kalmaz, “Bak kardeşim, bu notlar Ahmet Hoca’nın. O finalde hep son üç konudan sorar, şu kısma iyi çalış,” gibi hayat kurtaran tüyolar verir.

Yılların verdiği tecrübeyle, hangi dersin notlarının daha çok satıldığını, hangi sınavın yaklaştığını öğrencilerden önce bilir. Vize ve final haftalarında dükkanın önünde oluşan kuyruk, onun ne kadar merkezi bir figür olduğunun kanıtıdır. Bazen öğrenciler arasında çıkan “Hocanın verdiği notlar yetersiz, geçen senenin çıkmışlarına bakalım” kararının ilk danışıldığı merci de odur. Elinde, fakültenin resmi arşivinde bile bulunmayan, efsanevi öğrencilerin tuttuğu “altın notlar” bulunur.

Dersleri, hocaları, hatta öğrencilerin ruh halini o kadar iyi analiz eder ki, “Senin yüzün düşük, kesin integralden kaldın yine,” gibi teşhisler koyabilir. Kısacası, bir üniversite bölümünün hafızası, o küçük, toner kokulu dükkanda saklıdır ve o abi, o hafızanın bekçisidir. Diplomanın bir kopyasını da ona hediye etmek, bir vefa borcudur.