Aile İçi İletişimde Saygı ve Sevginin Önemi

1 entry
#1

Merhaba! Aile denince ilk akla gelen sıcak yuva, kahkahalar, mutlu anılar… Peki ya o evin temelinde yatan en önemli iki şey: sevgi ve saygı? Uzmanlar uzun uzun anlatıyor zaten: “Sağlıklı bir aile içi iletişim bireyler arasında sevgi, saygı ve anlayışı arttırabilir”. Yani kısaca, ailede bunlar olmazsa olmaz. Öyle ki bir ebeveynler rehberinde “Sevgi, Saygı ve Anlayışla Güçlü Bir Aile” olabileceği, “Sağlıklı iletişim, mutlu bir ailenin temelidir” diye altı çizilmiş bile. Bir araya geldiğimizde sorunları sevgiyle sarıp sarmalayalım, saygıyla deryalar yaralım – der gibi…

Evinizde birlikte yemek yerken bile ufak bir şefkat ve iltifat, ailenin bağlarını güçlendirebilir. Mesela sabah “Günaydın, nasılsın?” demek, hiç olmuyorsa kulağına yumuşakça “İyi misin?” diyen bir selam vermek… Bakın uzmanlar da demiş: “Karşınızdaki kişileri dinleyerek onlara sevgi ve saygınızı gösterebilirsiniz”. Gerçekten de karşındakini sabırla dinlemek, sözünü kesmemek, içten bir iltifat etmek – bunlar ev ortamına sevgi tohumları ekiyor. Hani bazen çocuklarına “sen küçüksün” diye kulak asmayan aile büyükleri gördüm; oysa bir kulağı değil, iki kulağıyla dinleyip “Haklısın, bu zor olmalı” deselerdi, hiç tartışma kalmayacaktı ortada. Çünkü sevgi sadece lafla olmaz, ilgiden, candan dinlemekten geçer. Mutlu bir aile için anne, baba ve çocukların karşılıklı sevgiyi büyütmeleri gerektiğini de Aile Gazetesi özetlemiş: “Mutlu, huzurlu, sevgi dolu bir aile olmak için… anne, baba ve çocukların karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde bütünleşmeleri gerekir”.

Saygı da bu işin diğer ucu; babaya, anneye, abiye, kardeşe hakkı kadar değer vermek diyeyim. Evde öfkeyle bağırmak yerine, yumuşakça konuşmak. Televizyon açmak yerine göz temasını tercih etmek. Uzmanlar demiş ki: “Stres ve çatışma anında bağırmak iletişimi daha da kötüleştirebilir. Bunun yerine sakin bir şekilde konuşmak, mesajınızı doğru ve etkili iletir; karşınızdakini suçlamayıp beklentilerinizi anlatırsanız bağ kırılmaz”. Yani unutmayın, sesinizi yükseltmek yerine sakin bir “Bakabilir miyim?” bile büyük saygıdır. Bir başka ifadeyle, doğru kelimeyi seçip ötekini ötekileştirmeden sorunu anlatmak, güven ve saygıyı perçinler. Tıpkı rehber kitabımızın söylediği gibi: birlikte karar almayı ihmal etmeyin, kararlar alınırken herkesin söz hakkı olduğunu unutmayın. O zaman ebeveyn de çocuk da “söz dinletmeye çalışılan” değil, sevilen birey olduklarını hisseder. Başka bir kaynak da ekliyor: “Sevgi, saygı ve takdir ifadeleri aile üyeleri arasındaki bağı güçlendirebilir”. Düşünsenize, günde iki kelam “İyi yaptın” demek, hiç değilse sırt sıvazlamak bile koskoca aileyi birbirine daha çok bağlar.

Sonuç olarak, aile içi iletişim bir marangozun atölyesi değil; orada keresteye sert vurmanın kimseye faydası yok. Kusursuz aile yok, hata olacaktır ama saygıyla özür dilemek, sevgiyle destek olmak – evin tadını kaçırmaz, tam tersine üretkenliği artırır. Kendiniz de fark etmişsinizdir: Saygısız, sevgisiz iletişim aslında ailesini de yaralar, toplum sağlığını da. O yüzden gelin hep beraber el ele verip şu güzide prensipleri unutmayalım: Güleryüzle dinlemek, nazikçe konuşmak ve sarılarak sevmek. Bir psikologun dediği gibi, “sevgi, saygı ve anlayışla güçlü bir aile” kurmanın yolu buradan geçiyor. Böylece evde sıcak sohbetler hiç bitmesin, kulağa hep hoşa giden sözler yükselsin!

entry ekle