Türkiye’nin En Güzel Manzaralı Kütüphanesine Sahip Olmak

İstanbul’un ve Türkiye’nin en güzide eğitim kurumlarından biri olmasının yanı sıra, bir üniversiteden çok daha fazlasını ifade eden bir markadır. Öğrencilerine sadece diploma değil, aynı zamanda “Boğaziçili” kimliği ve güney kampüs çimlerinde oturma ayrıcalığı sunar. Hazırlık okuyan bir öğrencinin bile kendini ordinaryüs profesör gibi hissettiği, entelektüel havanın metrekareye en yoğun düştüğü yerlerden biridir.

İngilizce eğitim vermesi, sadece derslerin değil, rüyaların bile İngilizce görülmesine neden olabilir. Kampüs kedileri bile sanki Shakespare okumuş gibi asil bir tavırla gezer. Okula yeni başlayan bir öğrencinin ilk birkaç ayını, “acaba doğru bölümde miyim yoksa bu insanlar başka bir dil mi konuşuyor” şüphesiyle geçirmesi olasıdır.

“Manzara” kelimesinin bir eğitim kurumuyla bu denli özdeşleştiği başka bir yer yoktur. Sınav haftasında bunalan öğrencinin, iki bina arasındaki birkaç dakikalık yürüyüşte boğaz manzarasına bakarak “değer be” demesi, en bilinen Boğaziçi ritüellerindendir. Mezunları arasındaki güçlü bağ ve network, okul bittikten sonra bile o kimliğin bir ömür boyu taşınmasını sağlar.